Blogumuzda genellikle e-ticaret, üst düzey SEO ve büyük bütçeli erişim konularına odaklanırken, bu hafta çalışkan AdSense yayıncılarına güzel bir içerik hazırlamaya karar verdik.
Bu yazımızda sevgili Google yayıncıları için reklamcılık ağına giriş yapmak isteyenlere özel bir nevi başlangıç rehberi oluşturduk.
Üstelik bu rehberimiz sadece yeni başlayanlar için değil!
Yıllar boyunca Google’dan ödeme alanlara aslında her zaman bir adım geriye gidip bazı temel bilgileri gözden geçirmesi önerilir.
Arama motoruna maruz kalma ve organik trafik, harika.
Ancak hepsi nihayetinde sürekli güncellenen bir sistemden geçiyor.
Bu sebeple güncel kalabilmek ve yeniliklere ayak uydurmak Google AdSense gelirleri konusunda oldukça önemli bir noktada.
Ücretli ve organik arama arasındaki çizgi bulanıklaşırken, milyonlarca sitenin gelir akışı hayatta kalmak için içeriksel reklamcılığa bağlı bir hale gelmiş durumda.
Buradan hareketle tecrübeli danışmanların ve web yöneticilerinin, denklemin her iki tarafını da anlamalarının önemli olduğuna hep birlikte ikna olduk.
Belki bu rehberde aklınızı başınızdan alacak çok şey bulamayacak olsanız da, “AdSense TBM’sini dakikalar içinde arttırmak” gibi yeni bir şeyler öğrenmiş olarak çıkacağınızı umuyoruz.
Umarım bu yazı, SEO ve PPC uzmanları arasındaki bilgi boşluğunu kapatmaya yardımcı olur.
O halde hazırsanız, en temelinden bilgiler vererek başlayalım!
Google Adsense Nedir?
Şimdi tüm incelikleri anlatmadan önce önemli bir noktaya değinmemiz gerekir.
O da Google AdSense hakkındaki temel bilgiler olacaktır.
Web sitesi trafiğinden para kazanmanın birçok yolu vardır ve bunların çoğu, web sitenin ziyaretçilerine üçüncü taraf ürün veya hizmetlerinin reklamını yapmakla ilgilidir.
Bugünlerde para kazanmanıza yardımcı olabilecek birçok reklam programı var, ancak en popüler olanı Google AdSense!
Bu reklam programı, Google tarafından 2003 yılının ortalarında başlatıldı ve şu anda internetteki en popüler reklamcılık programı olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Google Adsense Nasıl Çalışır?
Tüm süreç oldukça basit aslında.
Öncelikle bir AdSense hesabı oluşturulur, web sitesi sayfalarına küçük bir miktar kod eklenir.
Bu da aslında başlamanız için gereken her şeydir.
Google, kendi algoritmalarına bağlı olarak sayfanızda, web sitenizin içeriğiyle veya kullanıcıların önceki aramalarıyla alakalı hedeflenmiş reklamlar görüntüler.
Google Ads üzerinde Google reklamları yayınlayan işletmeler veya bireylerin reklamları websitenizde görünür, bu da onların ödediği paranın bir kısmının size geçmesi demek.
Web sitenizin ziyaretçileri bu reklamları tıklamaya başlar ve bunun için Google AdSense tarafından sizlere ödeme yapılır.
Genel olarak tüm mantık budur.
İnanılmaz değil mi?
Google AdSense, tıklama başı maliyet ve gelir paylaşımı temelinde çalışır.
Bu da, asıl görevinin bu reklamlara olabildiğince çok tıklama sağlamak olacağı anlamına gelir.
Google’ı aldatmaya ve tıklama sayısını yapay olarak artırmaya çalışmayın!
Web sitenizin ziyaretçilerini reklamları tıklamaya teşvik etmelisiniz .
Ancak hiçbir koşulda kendi reklamlarınızı tıklamamalısınız!
Google, tıklama sahtekarlığını önlemek için çok doğru ve karmaşık bir sisteme sahiptir.
Bu sebeple sık sık algoritmasını değiştirerek olabilecek bu sahtekarlığı önlemek adına her türlü detaya dikkat eder.
Google; web sitenizde bazı şüpheli etkinlikleri fark ettiğinde veya trafik ve tıklamalarının kalitesiyle ilgili herhangi bir şüphesi olduğunda, hesabınızı askıya alabilir.
Bizden uyarması.
Google Adsense Avantajları Nelerdir?
İyi güzel, para kazandırıyor ama cidden ne avantajları var diyor olabilirsiniz.
O zaman sizlere hemen açıklayalım;
Çok sayıda yayıncı ve reklam veren Adsense’i aktif olarak kullanıyor.
Hem reklam verenler hem de yayıncılar için yüksek düzeyde güvenliğe ve şeffaflığa sahiptir.
Bu, AdSense’in bir başka iyi özelliğidir.
Google, iki taraf arasında bir aracı olarak hareket eder ve tüm sürecin herkes için şeffaf ve net olduğunun bilincindedir.
Gerekli tüm metrikler Google Analytics hesabında izlenebilir.
Google AdSense, çeşitli reklam biçimlerine sahiptir.
AdSense’te reklam verenler; metin, resim, HTML reklamlar, video reklamlar ve çok daha fazlasını birçok farklı boyutta yayınlayabilir.
Bir yayıncı olarak, farklı reklam türlerini deneyebilir ve hangilerinin en fazla geliri sağladığını rahatlıkla anlayabilirsiniz.
Reklam boyutları da türleri kadar önemlidir.
Eğer hangi reklam boyutunu kullanacağınızdan emin değilseniz, diğer yayıncılar tarafından en çok hangi boyutların kullanıldığını kontrol etmeli ve onlardan öğrenmelisiniz.
Ayrıca kendi rakibiniz olabilecek web sitelerinin reklam boyutlarıyla karşılaştırma yapmak da yine iyi bir seçenek olacaktır.
Google Adsense İçin Tüyolar
Şimdi genel anlamda Google Adsense nedir, ne değildir öğrendiğimize göre artık o ihtiyacımız olan tüyolara ulaşmanın zamanı gelmiş demektir!
Hazırsanız, en iyi Google AdSense tüyoları ile başlayalım…
Sayfa İçindeki Düzenlemeler: Reklam Yerleştirme
Gelecek vadeden bir AdSense yayıncısı olarak, muhtemelen Google’ın reklam yerleşimi için sadece ısı haritasını (heatmap) kullandığını zaten görmüşsünüzdür.
Ancak Google artık bu modelden uzaklaşarak bir tane daha kullanıcı deneyimine odaklanmaya karar verdi:
Eski heatmap (ısı haritası), sayısız site tasarımı için biraz fazla genelleştirilmişti.
Yukarıdaki durum, yayıncıları reklamlarının içeriklerini engellemeyecek şekilde yerleştirmeye teşvik eder.
Genel olarak fikir, gerçek içerikten çok fazla uzaklaşmadan reklamı kullanıcının önüne getirmektir.
Rahatsız edici yerlerde konumlandırılmış ve daha fazla sayıda reklam, her zaman daha fazla gelir anlamına gelmez.
Bu, reklam yerleştirmelerinde oldukça fazla yapılan bir hatadır.
Ekranın üst kısmındaki reklamlar için son zamanlarda verilen Pagerank cezası tahammül edilemeyecek düzeydedir; sonuçta site ziyaretçileri web sitenizdeki can damarınızdır.
En Etkili Google Reklam Boyut Türleri
Google’dan seçilebilecek çok sayıda farklı reklam boyutu varken, analizler bizlere aslında bu dördünün en başarılı olduğunu söylüyor.
Peki bu reklam birimleri neden diğerlerinden daha iyi performans gösteriyor?
Google’ın teklif verme sistemi, reklam verenlerin yayıncı ağlarına yerleştirilmek üzere çeşitli multimedya reklamları oluşturmasını gerektirir.
Birçok şirket farklı formatların tümü için alan satın almıyor, bu yüzden bu boyutları oluşturmuyorlar.
Bu nedenle, daha belirsiz bir reklam türü kullanıyorsanız teklif veren, reklam veren havuzu daha küçüktür ve bu da sizler için, yani yayıncılar için daha düşük gelirle sonuçlanır.
Bu dört reklam birimine bağlı kalırsanız, reklam alanınız için çok daha fazla rekabet elde edersiniz.
Resim ve Metin Reklamları
Web yöneticileri, reklamlarını “yalnızca resim” veya “yalnızca metin” ile sınırlandırdıklarında sitelerinin daha fazla para kazandıklarına yemin ettiklerini duyduk.
Ancak sonunda Google’ın teklif verme sistemi, sayfanızdaki en yüksek gelir teklifini görsel ya da metin oluşuna bakmaksızın verir.
Teklif havuzunun yarısının kesilmesi yalnızca daha düşük getiri sağlayabilir.
Söylendiğine göre, eğer kendi testleriniz sitenizde daha az tıklama olduğunu kanıtlayabiliyorsa, bunlar hiçbir şey ifade etmiyor.
Belki de site tasarımınız yalnızca sayfadaki metinle daha iyi performans gösteriyor olabilir.
Durum böyleyse, kullanıcılar yanlışlıkla reklamları tıklıyor olabileceğinden, reklam yerleştirme şeklinin Google Adsense Hizmet Şartları’nı ihlal edip etmediğini sorgulamanız gerekebilir.
Her iki durumda da, reklam alanı üzerinde maksimum rekabet için hem metin hem de resim reklamlarına izin vermek en iyi uygulama olarak kabul edilir.
Karıştırma ve Kontrast
Bir başka asırlık AdSense tartışması!
Reklamlar site tasarımınızla uyumlu olacak şekilde yerleştirilip ve renklendirilmeli mi?
Site tasarımına daha uyumlu reklamlar mı daha çok tıklanır yoksa reklamların daha çok öne çıkmasını sağlamak mı?
Açıkçası web yöneticileri bu konuda ikiye bölünmüştür.
Ancak tasarım özelliğinde aşağı yukarı bir değişiklik olduğunda, bizce her zaman kullanıcıya ne gibi faydalar sağlar sorusunun peşinden gitmek gerekir.
Kendiniz bir web sitesi kullanıcısı olarak, reklamların sizi “öne çıkarmasını” mı yoksa sorunsuz bir şekilde bütünleşmelerini mi tercih edersiniz?
Neden mi?
Bize, çirkin reklamların hepimizi zengin edeceğini ya da estetik açıdan hoş bir hale getireceğini gösteren bazı somut verilerle gelmediyseniz, bu testi yapmanızı tavsiye ederiz!
Ancak o zaman bile web tasarımına çok para ve zaman harcadınız.
TO(Tıklama Oranı)’da %0,1’in üzerinde bir artış bile olmadığında yakınmayın.
Ürününüzden ödün vermeyi düşünmek için bile lekenin benzeri görülmemiş bir etkisi olmalı: sitenin karakteri, görünümü ve hissi.
Ruhumuzu Google’ın reklamcılık ağına satmış olabiliriz.
Ancak yine de “Genel Sayfa Görüntüleme” ve “Geri Gelen Ziyaretçi” işindeyiz, biliyorsunuz.
“Kaliteli” Trafik Çekin
Google ve reklam ortakları, potansiyel alıcılara ulaşmak ister.
Sayfanıza gelen trafik, çevrimiçi satın almak veya alışveriş yapmak isteyen kişiler değilse, sayfanızdaki herhangi bir kullanıcıdan gelen tıklama, nesnel olarak daha düşük bir değere sahiptir.
Kaliteli trafik için Google kendi arama motoruna güvenir.
Bu nedenle organik trafik “kaliteli” trafik olarak kabul edilir.
Ayrıca Google’ın “oturum açmış” kullanıcılarını, izleme ve yeniden hedefleme amacıyla daha çok tercih ettiğinden şüpheleniyoruz.
Bu nedenle Google gibi yerlerden gelen yönlendirmeler de arzu edilir.
Türkiye’de Türkçe reklamlarda çevrimiçi rekabet çok daha fazla olduğu için, siteniz için en değerli trafik budur.
Türkçe konuşulan diğer ülkeler olmadığı için, benzer dillere sahip Azerbaycan gibi ülkeler trafik verilerinde dikkat çekebilir.
Elbette site dili ve konumu, bir web yöneticisi olarak çok kolay değiştirebileceğiniz bir şey değildir.
Ancak, Türkçe olmayan bir site için düşük sayılar görüyorsanız bunu aklınızda bulundurmanız iyi olur.
Sahip olduğunuz dil ve ülke için daha iyi içeriksel reklam alternatifleri olabilir.
Genel olarak Google’ın, yalnızca geçersiz tıklamaları ayıklamasına yardımcı olmak için trafik kaynaklarınızla ilgili sekmeler tutmanız gerektiğini unutmamak önemlidir.
Ayrıca, bu verileri sonunda sitenizde görünecek reklamların kalitesini belirlemeye yardımcı olmak için kullanmak da son derece mantıklıdır.
TBM, TO ve BGBG
Bu üç kısaltmaya aşina değilseniz, muhtemelen AdSense’in harika dünyasında yenisinizdir.
İşte doğrudan Google’dan gelen hızlı ve aslında kirli tanımlar:
- CPC (Coast Per Click): Tıklama başı maliyet (TBM), bir kullanıcı reklamınızı her tıkladığında kazandığınız tutardır.
- CTR (Click-through Rate): Tıklama oranı (TO), reklam tıklama sayısının sayfa görüntülemelerinin sayısına bölünmesiyle elde edilen orandır.
- RPM (Revenue Per Thousand Impressions): Bin gösterim başına gelir (BGBG), aldığınız her 1000 gösterimden elde edeceğiniz tahmini kazançlarınızdır. Tahmini kazançlarınızı aldığınız sayfa görüntüleme sayısına bölünmesi ve ardından 1000 ile çarpılmasıyla hesaplanır.
Bu terimler, reklam performansı hakkında karar verirken bakacağımız metriklerdir.
Oldukça temel kavramlar, öyle değil mi?
Muhtemelen birçok blogda dikkat çekmeye çalışan “AdSense TBM’nizi Artırmanın Sırlarını Ortaya Çıkarma” veya “Nasıl Daha Fazla AdSense Tıklaması Elde Edilir” gibi büyük vaatler görmüşsündür.
Tecrübelerimize göre, bu gönderiler genellikle riskli taktikleri savunuyor ve en azından AdSense’in nasıl çalıştığına dair kapsamlı bir anlayışı tam olarak gösteremiyor.
Tıklama Başına Maliyet, yayıncıların üzerinde çok az kontrole sahip olduğumuz bir sayıdır.
Hesaplamanın çoğu; alanınızın nişine (Eğlence, Teknoloji, Pazarlama vb.) dayalıdır ve bu belirli faktör, kolayca değiştirebileceğiniz bir şey değildir.
Google’ın görüntülü reklamcılıktaki niş trendler (ve tonlarca başka harika bilgi) hakkındaki bu ayrıntılı raporuna göz atmanızı da öneririm.
Google’ın AdWords programına çok benzer şekilde fiyatlar tıklama başına birkaç kuruştan, o anahtar kelime için rekabete bağlı olarak beş veya on türk lirasına kadar değişebilir.
Ancak; bu anahtar kelime veya kategori için rekabet ne kadar yüksek olursa, etki alanının bu rekabet nedeniyle o anahtar kelime etrafında büyük miktarda kaliteli organik trafik çekme olasılığı o kadar düşük olur.
İşte birçok insanın karşılaştığı kurgusal bir durum, bu üç metriği daha iyi anlamanıza ve şu soruyu yanıtlamanıza yardımcı olabilir: “Google bana ne kadar ücret ödüyor?”
Bir web yöneticisi, son altı aydaki AdSense raporunu inceliyor ve aşağıdakileri görüyor. Yukarı ve sağa mı?! Pek sayılmaz.
Tahmin edebileceğiniz üzere tıklanma oranı (CTR veya TO) AdSense başarısının hiç de en iyi göstergesi değil.
“Ancak tıklama başına 5,00 Türk Lirası, tıklama başına 0,30 kuruştan daha iyi değil mi?”
Şart değil.
Google size tıklama başına 100₺ ödeyebilir, ancak 0 geçerli tıklama ile yine de parasız kalırsınız.
İşte burada Tıklama Oranı devreye giriyor.
Aynı dönem için hem Tıklama Başına Maliyet (TBM veya CPC), hem de tıklanma oranı (TO veya CTR) gösteren bu grafiğe bakalım:
Çok daha iyi görünüyor, değil mi?
Sayfa görüntülemelerinin o altı aylık süre içinde arttığını varsayarsak, gelirde de güzel bir artış görebilirsiniz.
BGBG’nin (RPM) devreye girdiği yer işte burasıdır!
BGBM’yi sevmelisiniz çünkü TBM veya TO’dan çok daha önemli bir metrik içerir: Gelirler.
BGBG, unutmayın ki 1000 gösterim başına gelen bir metriktir.
Bu, Google’da izleyicinin dikkatini çekmek için harcadığı oranı belirlemenin çok daha fazlasıdır.
Yukarıdaki iki grafikle aynı süre için RPM’ye bir göz atmaya ne dersiniz?
Ne demek istediğimi gördünüz mü?
Ortada bir kriz yok ve bu hafif bir artış olmazsa lanetleneceğiz!
RPM’deki küçük bir artışın bile, sayfa görüntülemelerinin yukarı doğru eğilimli olduğu bir site için çok şey ifade edebileceğini unutmayın.
RPM metriğinin diğer yararı, bağlamsal reklamcılık ağları arasında kolayca karşılaştırılabilmesidir.
Google Adsense alternatiflerini test ettiğini ve oranları karşılaştırmak istediğini varsayalım.
TBM ve TO tüm hikayeyi anlatmaz.
RPM her şeyi hesaba katar ve sizlere ödeme oranının çok yönlü, doğru bir tahminini verir.
TBM ve TO kendi başlarına izlenmeye değer.
Elbette TBM’nin mümkün olduğu kadar yüksek kalmasını istersiniz.
Ve tabii ki CTR’deki banner boyutlarını, renklerini, yerleşimini ve reklam kalitesini test etmek için kullanacaksınız.
Ancak günün sonunda, bir yayıncı olarak sizler için gerçekten önemli olan tek şey gelirdir.
Bu amaçla, TO ve TBM tüm hikayeyi kendi başlarına anlatmazlar.
TBM veya TO’da artış vaat eden diğer makaleleri muhtemelen okuyacaksınız!
Ancak Google’ın Hizmet Şartları’nı ihlal etmeye yaklaşan her şeye karşı dikkatli olmalısınız.
“Daha geniş reklamlar daha iyidir / içerik içindeki reklamlar her zaman daha iyidir” veya “turuncu metin her zaman daha iyidir” gibi genel ifadelerden kaçının.
Çünkü bunlar site tasarımı, niş veya site düzeniniz için geçerli olmayabilir.
Rekabetçi Filtrenin Kullanılması (İdareli)
Google AdSense, yayıncıların birkaç farklı parametreye göre belirli reklamları engellemesine olanak tanır:
- URL (Hedef.com, eBay.com),
- Geniş Kategori (Giysiler, Arabalar, Hayvanlar)
- Reklam Ağı (DoubleClick, AdWords) en çok kullanacaklarınız arasındaysa, muhtemelen bunları kullanmalısındır.
Ayrıca her bir reklamı manuel olarak onaylamayı da seçebilirsiniz.
Ancak bu kişisel dikkat gerektirir.
Aynı zamanda teklife dayalı, dinamik bir reklamcılık sistemi fikrinin tamamına karşı bir nevi öğütücü görevi gördüğü için, toplam gelirinize bir yük getirir.
Google, genellikle çoğu reklama izin vermenizi önerir.
Reklam verenler; anahtar kelimelere, konu alanlarına ve envantere göre reklam yerleşimlerine “teklif verir”.
Alanında ortaya çıkan reklam, o yer için en çok ödeyen reklamdır: Ki bu reklam çok kötü gibi görünse ya da aylardır gösterilen reklamın aynısı olsa bile!
Google, bu reklam biriminden olabildiğince fazla para kazanmak ister.
İşte bu yüzden kullanıcılara kaçınılmaz olarak reklam filtresini tutumlu bir şekilde kullanmalarını önerir.
Google AdSense kullanan birkaç siteyle çalışma deneyimime göre bu durumda söyleyebileceğim tek şey: Google son derece haklı.
Google, TO gibi faktörlerin farkında.
Bu nedenle sayfalarına onlardan daha iyi reklamlar getirme konusunda herhangi bir bilgiye sahip olduğundan şüphelidir.
Belki de sınırın yeni ve taze olduğu 2005 yılında, AdSense algoritması sayfalarına alakalı reklamları daha az sunabildi.
Ancak o zamandan beri uzun bir yol kat ettik ve sitenizde görünen reklamlar yalnızca en yüksek ödemeyi değil, aynı zamanda tıklanma olasılığı da en yüksek olan haline geldi.
Ayrıca Target.com, eBay.com ve hulu.com’daki reklamları bir hafta engellemek, iki yıl boyunca bunu unutmak ve ardından neden kendinizi sınırladığınızı merak ederek filtrenize geri dönmek istemezsin.
Bu nedenle reklam filtresini kullanırsanız, bloklarının hala anlamlı olduğundan emin olmak için düzenli olarak kontrol etmelisiniz.
Mobil Hususlar
Mobil cihazlara özel bir tema çalıştırıyorsanız, bunu hesaba katmanız gerekir.
Performansını izleyebilmek için reklamların doğru şekilde etiketlendiğinden emin olmalısınız (aşağıdaki “Her Şeyi İzle” konusuna bakın).
Mobil cihazlarda yayınlanan Google AdSense reklamlarının, aynı kodu kullanan masaüstü emsallerinden farklı göründüğünü zaten fark etmiş olabilirsiniz.
Google, reklamları daha “dokunma dostu” hale getirmek için son zamanlarda bazı değişiklikler yapıyor.
Buna yazı tipi boyutu değişiklikleri ve mobil tıklamaları teşvik etmek için grafiksel, tıklanabilir okların eklenmesi dahildir.
Aşağıda, geçen yıl boyunca alınmış ve 4,5 milyon PV’yi kapsayan bir miktar anonim Google AdSense verisi bulunmaktadır.
Gördüğünüz gibi sayfa görüntülemelerinin platformlar arasında dağılımı, tıklamaların dağılımına çok benzer.
Bu bizleri, mobil kullanıcıların Google AdSense reklamlarını bugünlerde masaüstü kullanıcılarıyla hemen hemen aynı oranlarda tıkladıklarına inanmaya yöneltti.
Tabi daha fazla değilse! (Bu veriler, özel bir mobil sürümü veya duyarlı tasarımı olmayan bir siteden alınmıştır).
Ama bu sizin için ne ifade ediyor?
Öncelikle bu istatistikleri kontrol ettiğinizden emin olmalısınız.
Sonuçlar, kuruluma göre değişebilir.
Sayfa görüntüleme dağılımınız tıklama dağılımınızla eşleşiyor mu?
Mobil görüntülenmeleriniz önemli ölçüde azalmışsa, yapmanız gereken bazı açıklamalar var!
Buraya dalmak için çok fazla olasılık var.
Ancak mobil kullanıcılarınız reklamları tıklamıyorsa, içeriği mobil kullanıcılara nasıl sunduğunuza bir kez daha bakmalısınız.
Ayrıca masaüstü deneyimiyle eşleştiğinden veya uygun şekilde telafi ettiğinizden de emin olmalısınız.
Mobil cihazlara giderek daha fazla trafik girdikçe bu istatistiklere dikkat etmelisiniz.
Bunun siteniz veya cep defteriniz için olumsuz bir gelişme olması gerekmez.
Blogunuzun özel bir mobil sürümüne sahipseniz, AdSense’in mobil cihazlara özel reklamlarını düşünmek isteyebilirsiniz.
Aksi takdirde, normal AdSense kodu bugünlerde oldukça iyi çalışıyor.
Her Şeyi İzleyin
Google AdSense ile neden sonuç senaryolarını ortaya çıkarmaya çalışmak, SEO ile çalışma şekline oldukça benzerdir.
TO’daki bu artış, sayfa üzerinde yaptığınız bir renk değişikliğinden mi kaynaklanıyor, yoksa bize bu ay daha fazla tıklama reklam mı sunuluyor?
Aslında önemli soru bu kadar çok değişkenden nasıl gerçekten emin olabileceğiniz.
Nihayetinde bunu tam olarak yapamazsınız ve Google da aslında bunu böyle ister ve böyle işler.
Aslında, hepimiz bu şekilde deneyerek bulmalıyız.
Çünkü bazen SEO’da olduğu gibi bazıları sistemi manipüle edebiliyorsa, sistem çok iyi çalışmaz.
Ancak yine de web yöneticileri olarak, tüm değişkenleri yakından takip ederseniz ve düzenli bir veri akışını sürdürürseniz, Google’ın ne aradığı hakkında bazı kritik tahminlerde bulunabileceğinizi biliyorsunuz.
Google AdSense, kutudan çıkar çıkmaz ilgilendiğiniz hemen hemen her şeyi izler.
Buradaki veriler geriye dönük olarak uygulanamayacağından, AdSense’i Analytics hesabınıza hemen bağlamalısınız.
Ancak, atmanız gereken en önemli manuel adım, reklamlarının her birine benzersiz bir etiket uygulamaktır.
Google AdSense konsolu, her bir reklam biriminin nasıl performans gösterdiğini izlemeyi (bir şekilde) kolaylaştırır.
Yapmanız gereken tek şey, her bir reklam birimi için ayrı kanallar oluşturmaktır.
Ayrı kanallar oluşturduktan sonra her bir reklam biriminin ne durumda olduğunu izleyebilirsiniz.
Bir veya iki aylık veriden sonra, büyük olasılıkla reklam birimi yerleşimlerinden bazılarının düşük performans gösterdiğini göreceksiniz.
Analytics bağlantısıyla, hangi sayfaların performans gösterdiğini daraltabilirsiniz.
Eğer nasıl kullanmanız gerektiğini biliyorsanız, bu bilgilerden güç alabilirsiniz.
Kullanıcılarının iyiliği için düşük performans gösteren birimlerden kurtulmalı ve genel tıklanma oranınızı artırmalısınız.
İyi performans gösteren sayfalara ek bir birim yerleştirmeyi bile düşünebilirsiniz.
Sizlere en uygun reklam stillerini belirlemek için bu şekilde bazı basit A / B testi bile yapabilirsiniz.
Birden fazla web siteniz varsa, birimleri etki alanına göre de ayırmalısınız.
Bu verilerle yapabileceğiniz eğlenceli şeylerle ilgili bütün bir gönderiyi bir araya getirebiliriz.
Ancak en başından itibaren elinizde yoksa, bu Analytics bağlantısını yapmanız gerekir.
Chrome için Google Yayıncı Araç Çubuğu sizlere adsense.com giriş yapmak zorunda kalmadan her şeye anında erişim imkanı sağlar.
AdSense Hesabınızı Korumak
Hesabınız banhammer alırsa yukarıdakilerin tümü tartışmalı hale gelecektir.
Google AdSense programına girmek hiç bu kadar zor olmamıştı ve programa geri dönmek aslında daha da uzun bir süreç.
Kısa olması açısından, buraya Adsense yayıncısının sözleşmesinin en korkunç ihlallerinin bir listesini aşağıya bırakıyoruz:
- Tıklanma yazılmasını teşvik etmek
- Porno, şiddet, ırkçılık veya benzeri içerik
- Yorum / Forum / Kullanıcı Spam izin
- Telif ihlali
- “Kaynaklar” veya “Favori Bağlantılar” olarak reklamlarınızı etiketleme
- Kişisel Adsense verilerini yayınlama (Yukarıda varsayımsal / anonim veriler kullandık)
- Bir gizlilik politikasına uyma
- AdSense kodunu yönetme (veya bir iFrame’e yerleştirme)
- Tüm Google web yöneticisi yönergelerine uyma
Daima Tamir Etme (ABT)
Asla durmayın.
Yukarıdaki ipuçları yeni başlayanlar için harika olsa da, daha ileri düzey okuyucularımızdan bazılarının daha gelişmiş AdSense taktikleri beklentisiyle sabırsızlandığına eminim.
“Adsense Hesabınızı Koruma” bölümündeki herhangi bir öğeyle uğraşmak istemeseniz de, özellikle önerilerden birine aykırı olsalar bile, reklamların sayfanızda nasıl performans gösterebileceğini denemekten korkmayın.
Belki de reklamlarınızı sitenin temasıyla harmanlamak, zıtlık yaratmanın yanı sıra işe yaramayabilir.
Bu yüzden bunu test etmek en mantıklı seçenek olacaktır!
Google, sayfanızda tıklama almadığınıza ikna olduğunda belirli bir tür reklam göstermekte ısrar ediyor mu?
Rakip filtre ve monitöre ekleyin!
Google; reklam arka planlarının, başlıklarının ve URL’lerinin onaltılık rengini her zaman değiştirir.
Siz neden yapmayasınız?
Alanınızda, kullanıcılarınızla ve nişinizde test edene kadar asla kesin olarak bilemezsin.
Dr. Dre gibi Google AdSense kağıt yığınlarını sayıyor olsanız bile, kullanıcının tercihleri değiştikçe bu sayılarda kaçınılmaz olarak bir düşüş görebilirsiniz.
Biraz Spekülasyon ve Test
Dolayısıyla tüm bunlar, siz o ekranın arkasında oturup Google Adsense üzerinden para kazanmayı düşünen yayıncı içindi.
Umarım yukarıdaki bilgilerden en az bir veya iki ipucu toplamışsındır.
Ancak daha gelişmiş öneriler için sabırsızlananlar için gelecekte daha detaylı içeriklerle de döneceğimizden emin olabilirsiniz.
Google’ın arama algoritmasında olduğu gibi, Google AdSense’in TBM’yi, reklam kalitesini veya yayıncı kalitesini nasıl belirlediğiyle ilgili her şeyi bilmiyoruz.
Arama algoritmasına benzer sinyaller aradıklarını varsayıyoruz.
Ancak elbette her yerdeki yayıncılar tarafından bilinmesi durumunda kötüye kullanılabilecek nüanslar var.
Tabii ki bu, Google AdSense yerleşimleriyle her zaman uğraşmanız için yalnızca bir neden daha.
Hangi renklerin, yerleşimlerin ve reklam türlerinin en iyi sonucu verdiğini belirlemek için reklamlarınızla biraz A / B testi yaparak kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.
Sonunda; reklam dağıtımları, niş, bölge ve ziyaretçilerinizin göz atma geçmişine göre o kadar değişir ki, bu “kuralların” bazılarının sizin tam ihtiyaçlarına uyacak şekilde özelleştirilmesi gerekecektir.
Spekülasyon yapmaya devam edin.
Gerçek dünyada kendi hipotezlerinizi test edin ve bir veya iki yorumla buraya geri bildirimde bulun.
İnanın neler kazanabileceğinize siz bile şaşırırsınız.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Google AdSense, yayıncılara çevrimiçi içeriklerinden para kazanmaları için bir yol sağlar.
AdSense, içeriğe ve ziyaretçilere göre reklamları sitenizle eşleştirerek çalışır.
Reklamlar, ürünlerini tanıtmak isteyen reklam verenler tarafından oluşturulur ve ödenir.
Evet, Google AdSense sistemine katılım tamamen ücretsizdir.
Daha da iyisi Google, sitenizde göstereceğiniz Google reklamlarının tıklamaları veya gösterimleri için size ödeme yapacaktır.
Google, AdSense programına katılmak isteyen herkesin bir web sitesine sahip olmasını gerektirir.
Google tarafından belirlenen kurallara uyduklarından emin olmak için katılımcı yayıncıların web sitelerini kontrol eder.
Gelir, banka hesabına havale yoluyla ayda bir ödenmektedir.
Ödeme almak için, banka hesap bilgilerinizi bildirmeniz gerekir.
Bilgiler ülkeye göre değişir ve AdSense ödemeleri giriş sayfasında bulunabilir.
Öncelikle ortalama 1000 tıklama için ödeme çok az miktardadır.
Bu sebeple tıklamaların bir çoğu ödenmez.
Bir reklam veren BGBM oranı ödediğinde (yani: görüntüleme başına ) bu, 1000 görüntüleme başına 5 kuruş veya BGBM reklamları için 1000 görüntüleme başına 1 Türk lirası teklif verebilir.
Hedeflerinize sertifikalı bir Google reklam ajansı ile devam etmek istiyorsanız sizi hizmet sayfamıza davet ediyoruz.
Sonuç Olarak
Kısaca özetlemek gerekirse, Google AdSense ile oldukça iyi paralar kazanabilirsiniz.
Ancak bu hızlı bir şekilde zengin olabileceğin bir program değildir.
Yüksek ve istikrarlı kazançlar için zemin hazırlamanıza yardımcı olacak bazı sağduyu kuralları vardır:
- Yazdığınız konuyu sevin ve onun hakkında çok şey öğrenin.
- Benzersiz ve alakalı içerik üretmenin yanı sıra, Google’ın web sitenizin sürekli olarak yeni bilgilerle güncellendiğini fark etmesini sağlamak için bunu düzenli olarak yapın.
- Google’ı herhangi bir “yapay” tıklama ile aldatmaya çalışmayın.
- TBM ve arama talebi açısından en kârlı nişleri bulmak için biraz araştırma yapın.
- İçerik planınızı bu bilgilere göre oluşturun.
Bu, çok fazla trafik almanıza ve AdSense ile bundan para kazanmanıza yardımcı olacaktır.
Evet sonunda Google AdSense hakkında öğrenmeniz gereken her şeyi bu rehberde bir arada topladık.
Hala kafanızda kalan ya da daha derinlemesine bilmek istediğiniz sorular var mı?
Varsa yoruma yazarak bize sorabilirsin.
Alanında uzman kadromuz seve seve sorularınıza cevap verecektir.
Harika bir rehber olmuş. Reklamcılıkla ilgili kafamdaki sorulara yanıt buldum teşekkürler
Biz teşekkür ederiz Yusuf Bey. Hala aklınızda takılan sorular olursa bizlere ulaşmayı unutmayın!
AdSense tüyoları başlığı tam aradığım başlık olmuş. Her yerde TBM’nizi arttırın gibi yalan blog içerikleri görmekten bıkmıştık. İşin hakkını vererek harika bir şekilde anlatmışsınız. Yeni yazılarınızı takip eder olduk 🙂 Ellerinize sağlık
Başlıkta da anlattığımız gibi, en büyük tüyonun içeriklerin kaliteli olması gerektiğini bir kez daha herkese göstermiş olduk. Güzel yorumlarınız için teşekkür ederiz Kerim Bey. Yeni yazılarımızı bültenimize abone olarak çok daha kolay bir şekilde takip edebilirsiniz. Çünkü her yeni içeriğimizde anında bildirim gönderiyoruz 🙂
Yayıncılar olarak AdSense ile ilgili her konuya değinmişsiniz 🙂 Valla aradık aradık böyle detaylı bilgileri Google’ın kendisinden bile bulamadık. Ellerinize sağlık
Elimizden geldiğince siz değerli yayıncılara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Aradıklarınızı bulabildiyseniz ne mutlu bizlere Sami Bey 🙂
Çok önemli konulara değinmişsin. Bu bilgiler için teşekkür ederim. Başarılar diliyorum.
Biz teşekkür ederiz Recep Bey 🙂
Bende geçen gün Adsense onayı aldım. yazı için teşekkürler 🙂
Teşekkürler.
Mükemmel yazıydı, helal olsun be
Selamlar, çok teşekkürler Abdullah bey 🙂
bende kendi bloguma adsense yükledim bakalım ne yapabileceğim
teşekkürler
Tebrikler Selin, umarım her şey gönlünce olur 🙂
Güzel makale ellerinize sağlık
Çok teşekkür ederim 🙂
Admin daha yeni gördüm çok kral adamsın emeğine sağlık.
Teşekkürler 🙂